Karate’nin kelime anlamı; Kara – Boş, Te – El, Do- Yol anlamındadır. Karateyi boş elin yolu olarakta tarif edebiliriz. Karate silahsız bir şekilde (çıplak el ve ayakla) silahlı veya silahsız bir rakibi etkisiz hale getirmektir. Bu savaş sanatının uzun yıllar gizli tutularak soylu savaşcılar (SAMURAY) yetiştirildi. 1900’lü yıllarda ise Gichin Funakoshi Sensesi ile tüm dünyaya yayıldı. Ülkemize karate sanatı 1960 ila 1962 yılları arasında girdi.
Karate yapan kişiye Karate-ka (ka, kişi demektir.) denir. Karate elbisesine ise karate-gi (gi; elbise demektir) denir. Karate üç temel unsurdan oluşur bunlar; Kata, Kihon ve Kumite‘dir. Karate yapan kişiler ölüm vuruşunu ömrü boyunca hayatı tehlikeye girmedikce yapmayacağına, bu sanatı hiç bir şekilde siyasi, eylem yada kötü emeller için kullanmayacağına, Karate’nin kurallarına, hocalarına ve kuşağı ilerledikce saygılı olacağına şerefi ve namusu üzerine and içerek söz verir.
1957 yılında karatenin babası Gichin Funakoshi hayatını kaybetti. Gichin Funakoshi’nin ölümünden sonra diğer karate ustaları arasında Karate bir çok dala ayrıldı. Bunlardan bir kaçı şöyledir; SHOTOKAN-RYU – WADO-RYU – GOJO-RUYU – SHITO-RYU olmaktadır. Karate yada dövüş sporları çalışılan yere RYU (salon) veya kutsal bir görünümü var ise DOJO (okul) denilmektedir. Okul ile salon arasındaki fark şudur;
Dojo kelime anlamı olarak; DO – YOL, JO – MEKAN anlamındadır. Yani dojo yol mekanı olarak tercüme edilir. Dojo sözcüğün anlamı ise öğrencinin seçtiği sanatın nihai gerçeğine ulaşmaya çalıştığı mekandır. Bir salonun amacı kişiye birşeyler öğretmektir. Bir okulun amacı ise kişiyi yeni bir şeye dönüştürmektir. Dojo’da öğrenci ustasına kendini tamamen teslim etmelidir. Gereksiz düşünce ve teknikleri kafasından atmalı zihni berrak bir şekilde hocasının söylediği şekilde dersine kendini vermelidir. Örnek verecek olur isek; Henüz yürümeyi bilmeyen bir insan koşmaya çalışırsa muhakkak düşecektir. Ama önce yürümeyi öğrenip sonra koşmaya çalışırsa düşme olasılığı ortadan kalkacaktır.
Kurallar insan hayatının vazgeçilmezidir. Eğerki kurallar olmasa insanlar arasında büyük bir kargaşa çıkar. Ev hayatınızdan tutunda; okul, iş, arkadaş, trafik ve buna benzer her şeyde kurallar vardır ve meçburen uyulması gerekir. Karateka’nında dojo’da uyması gereken kurallar vardır. Dojo yasaları karateka’nın ömrü boyunca geçerlidir ve işte bazı dojo kuralları şöyledir;
Karate’de düzenlemiş haraketler vardır, bunlara Kata denilir. Kata birden fazla haraketin saldırı ve savunma olarak hazırlanmış halidir. Bunu Bunkai (Bunkai her bir duruş (gard ve blok) ve hareketin nasıl olması gerektiğini açıklamaktadır.) olarak adlandıra biliriz. Karatede herşey saygı ile başlayıp saygı ile biter. Bir karatecinin kataları çok iyi bilmesi gerekir. (Kata’yı bir nevi hayali dövüş olarakta düşüne bilirsiniz.) Kata çalışması yaparken uyanık olmalıdır, suyu örnek alırsak; durgun ve berraktır ve yerine görede bulanık ve hırçındır. Kata sonunda ise zihnini, duruşunu ve gardını kontrol (zanshin) yaparak kata tamamlanır.
Hiç bir zaman kata bitti sanıp uyanıklığı elden bırakmamak gerekir. Kata bittiğinde gözler ileriye bakar, beden ve duruş duyguları herşeye hazır olduğunu ıspatlar. Duyarlı kalmak çevrede daima uyanık olduğunuzu ve iyi bir karateka olduğunuzuda gösterir. Duyarlı ve uyanık olma durumu tüm canlılar için geçerli bir kuraldır aslında. Örneğin bir aslan avını takip ederek en zayıf noktasından tek hamlede yakalar. Karatede katalar olmassa gelecek nesillere aktarılacak bir bilgide kalmaz. Karatecinin devamlı kata yapmasının bir başka faydası da içindeki gücü geliştirmesidir.
Kumite; Andremanlarda yapılan karşılıklı bir dövüştür. Belli kurallar çerçevesinde serbest olarak yapılır. Kumite hem kendini gelştirmek hemide karşınızdaki rakibinizin tekniklerini tanımak için önemlidir. Blok, saldırı ve savunma olarak el ve tekme ile yapılır. Kumite’ye bir örnek verecek olur isek görmediğiniz bir yeri anlatmak veya anlamak gibi düşüne bilirsiniz.
Kihon; Karatedeki temel tekniklerdir. Gart alma, blok yapma, tekme ve el ile saldırı ve savunma çalışmasının temelidir. Kihon çoklu olarak ve size eşlik edecek bir arkadaş ilede yapılabilir. Çalışmanızda kimse yok ise yardımcı olacak etrafınızdaki doğadan ve eşyalardan faydalana bilirsiniz. Şöyle bir örnek verecek olursak Kihon için bir inşaat’ın temeli olmadan binanın yapılamayacağı gibidir.
Rütbe her daim insanların karşına çıkar. Bunlara kısaca örnek verecek olur isek; Askeriyede ast ve üst olarak rütbe derecesi vardır. Emniyet güçlerinde yine aynıdır, insanın ev hayatında evin büyüğü ve küçüğü vardır. İş hayatında ve kurumlarda yine aynı şekilde farklı bölümlere ayrılmış ast ve üst olarak amiri ve memuru bulunmaktadır.
Karate yapan kişiyede seviyesine göre kuşak verilir. Karatecinin beline taktığı kuşak karatecinin derecesini gösterir. Bu kuşaklar sırayla yazacak olur isek; beyaz, sarı, turuncu, yeşil, mavi, kahverengi, ve siyah kuşak‘tır. Kuşaklardan sonra dan gelir. Dan; sınıf seviye anlamına gelir. Dan siyah kuşak takanları derecesine göre sınıflandırmadır.
Dan sıralamasını küçük yaşta başlayıp sensei olan karate-ka ları örnek olarak sıraladım. Savaş sanatlarına ileri yaşlarda başlayan insanlarda vardır. 10. danda hiçbir karateci yoktur bildiğim kadarı ile ama var ise kim olduğunu bende merak ediyorum. Kuşak sıralaması veya danlar’da yanlışım varsa bilgilendirmenizi rica ederim.
Kimler karate yapabilir; Bu sanatın esasında küçük yaşta başlanılarak yapılması gerekir. Ama karate her yaşta çalışılabilir. 40 yaşında karateye başlayıp 54 yaşında kara kuşak alan bir sürü insan vardır. Günümüzde bu savaş sanatı spor haline geldiği için daha fazla ilgi görmeye başlamışdır.
Karate nerede yapılır; Ülkemizde karate özel kulüplerde öğretilip yapılıyor. Ordumuzun bazı bölümlerinde’de yapıldığını tahmin ediyorum. Dünyanın birçok ülkesinde karate orduda ve polis okullarında mecburiyet haline getirildi. Karate hemen her yerde yapılabilir. Daha çok kapalı salonlarda ve açık havada yapılır.
Karate yaparken dikkat edilecek hususlar; Karate yaparken tekniklerini kontrol etmelisiniz. Aksi taktirde teknik çok zayıf da olsa acı verir. Beklenmedik bir vuruşla yaralanan ya da sarsıntı geçiren kimsenin, geçirmiş olduğu sarsıntının etkisinde kaldığı vuruşun gücüne değil de uğradığı şaşkınlıktan kendine gelememesi ve korkuya kapılması çok yersiz olur. Üstelik korku ve şaşkınlık içindeki bir kimse katılarak ve tıkanarak ölebilir.
Karate’de uygun biçimde gelişmiş kaslar, uygun vuruşlar, uygun solunum lazımdır. Uyanık bir karate-ka rakibini her zaman rahatlıkla yener. Kastaki kesilmiş gergin bir gövde güçlü vuruşları da karşılayabilir, sanarak kaslar aniden sıkılırsa gelen vuruşun sarsıntısı iç organları bile sarsar; Dokuları hırpalar, kaba gücün kendisini koruyacağına inanarak gövdesini kasan bir karateci gerçekte korku içindedir. Kendisine güven duyduğunu sanıp kendi kendini aldatır.
Karate eğitiminde en önemli hususlardan biride hız kazanma teknikleridir. Hız yoksa yapacağınız teknik ve strateji bir işe yaramayacaktır. Buna şöyle bir örnek verelim; Hiç bir şekilde çalışmanız yokken bir dağa tırmanmaya çalışmak gibi düşünün! Dağa çıkmak bir sıkıntıdır, inmesi başka sıkıntı. Ama daimi olarak antremanlı bir kişi ise her gün bu olayı tekrar ettiği için hızlı ve atik bir şekilde dağa tırmanmayı ve inmeyi yorulmadan ve kolay bir şekilde yapar. Karate çalışması yaparkende daimi olarak ve hız kazanma teknikleride oldukça önem arz eder.